Konfederasyonumuz Memur-Sen’in düzenlediği “Toplu Sözleşmenin Dünü, Bugünü ve Yarını” panelinde, dünyadaki uygulamalardan ve işçi sendikacılığından örnekler verilerek bir kez daha dile getirilen “dayanışma aidatı ve toplu sözleşme masasında yetkisi olmayan konfederasyonların bulunmaması” gerçeği, pamuk ipliğiyle masada oturduğu bilincinde olan yetkisiz ve toplum nezdinde de etkisiz bazı konfederasyon ve sendikaların geçmişiyle çelişen hezeyanlar üretmesine sebep oldu.
Genel Başkanımız Ali Yalçın, yaptığı açıklamada, “Dün dündür, bugün bugündür” tutarsızlığıyla hareket eden, geçmişindeki sicilini yok sayan konfederasyon ve sendikalara tarihin hiçbir şeyi unutmadığını, her şeyin ayan beyan ortada olduğunu belgelerle gözler önüne serdi.
Memur-Sen’in önerilerini ve taleplerini eleştirenler, 2004 yılında sundukları tekliflerine, ILO ölçeklerine ve işçi sendikacılığına bir kez daha bakmalıdır.
Yetkili olmayan sendikanın masada bulunmaması temel çalışma normudur
Yetkili olmayan sendikanın masada olmaması, toplu sözleşmeden ise dayanışma aidatı ile yararlanması tüm dünyada temel çalışma normudur. Biz, evrensel normları istiyoruz. Ülkemizde işçilere grevli ve toplu sözleşmeli sendikal hakların verildiği 1963 yılından beri işçilerde toplu sözleşme masasına sadece yetkili sendikalar oturur. Yetkili sendika dışında hiçbir sendika da ‘şu kadar üyem var, masada olmalıyım’ demez.
Dayanışma aidatı sendikal örgütlenmenin korunmasının önemli araçlarından biridir
Dayanışma aidatı sendikal örgütlenmenin korunmasının önemli araçlarından biridir. Sendikacılığın evrensel bir hakkının uygulanmasını istiyoruz. Yetkili sendikaya üye olanla olmayanın farkının olması gerektiğini AYM ve Yargıtay kararları da söylemektedir.
Toplu sözleşme masasına yetki ile oturuyoruz
Toplu sözleşme masasına çarpık mevzuat ve kanunun merhameti ile değil, yetki ile oturuyoruz. Kamu görevlilerinin vermediği yetki kanun ile verilemez. İşçi sendikalarında yetkili olamayanlar neden masada değiller? Masada varlığınızı isteyen sizce kim ve niçin isteniyorsunuz?